Arktik tundra ısındıkça toprak mikropları muhtemelen CO2 üretimini artıracak

İklim değişikliği Arktik tundrayı gezegenin geri kalanına kıyasla yaklaşık dört kat daha hızlı ısıtıyor. Artık yapılan bir araştırma, artan sıcaklıkların yeraltındaki mikropları daha fazla karbondioksit üretmeye teşvik edeceğini ve bu durumun iklim değişikliğini daha da kötüleştiren bir geri bildirim döngüsü oluşturabileceğini öne sürüyor.

Çevre uzmanı Sybryn Maes, tundranın “uykulu bir biyom” olduğunu söylüyor. İsveç’teki Umeå Üniversitesi’nden bilim adamı. Bu ekosistem, depolanmış organik karbon açısından zengin soğuk topraklarda yetişen küçük çalılar, otlar ve likenlerle doludur. Bilim adamları uzun süredir ısınmanın bu uyuyan devi uyandıracağından ve topraktaki mikropların daha fazla sera gazı CO2 salmasına neden olacağından şüpheleniyorlardı (SN: 8/11/22). Ancak bunu saha çalışmalarında göstermek zordu.

Maes’in ekibi, gezegenin Arktik ve Alp bölgelerindeki 28 tundra bölgesinde ölçüm yapan yaklaşık 70 bilim adamından oluşuyordu. Yaz yetiştirme mevsimi boyunca araştırmacılar, tundra parçalarının üzerine her biri yaklaşık bir metre çapında şeffaf, üstü açık plastik odalar yerleştirdiler. Bu odalar ışığın ve yağışın içeri girmesine izin verirken rüzgarı engelleyerek içerideki havayı ortalama 1,4 santigrat derece ısıtıyordu. Araştırmacılar, solunum adı verilen bir süreçle topraktaki CO2 mikroplarının ne kadarının havaya salındığını izlediler ve bu verileri yakındaki açık alanlardan alınan ölçümlerle karşılaştırdılar.

.email-conversion { border: 1px katı #ffcccb; Beyaz renk; üst kenar boşluğu: 50 piksel; arka plan resmi: url(“/wp-content/themes/sciencenews/client/src/images/cta-module@2x.jpg”); dolgu: 20 piksel; ikisini de temizle; }

Bilim Haberleri başlıkları, gelen kutunuzda

En son Bilim Haberleri makalelerinin başlıkları ve özetleri, her Perşembe e-posta gelen kutunuza gönderilir.

17 Nisan’da çevrimiçi olarak Nature dergisinde yayınlanan çalışma, 1,4 derece C sıcaklık artışının, maruz kalan bölgelere kıyasla deney alanlarında CO2 solunumunda ortalama yüzde 30’luk bir artışa neden olduğunu buldu. Ekibin derlediği araştırmalardan bazıları yalnızca bir yıl sürdü, ancak en uzunu 25 büyüme mevsimine ait ölçümler sağladı ve bu etkilerin zaman içinde devam ettiğini gösterdi.

Daha yüksek sıcaklıkların ortalama olarak CO2 solunumunu artırdığı açık olsa da, Maes, saha sahaları arasında çok fazla değişkenlik olduğunu söylüyor. Örneğin, CO2 artışı özellikle nitrojen açısından fakir toprakta belirgindir. Toprak ısındıkça bitkiler daha aktif hale gelir ve nitrojeni temizleyerek bitkileri destekleyen simbiyotik mikroplar da daha aktif hale gelir. Mikropların artan aktivitesi aynı zamanda daha fazla CO2 ürettikleri anlamına da geliyor.

Kaliforniya’daki Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı’ndan çevresel mikrobiyolog Nicholas Bouskill, daha sıcak sıcaklıkların mikrobiyal aktiviteyi artırıp daha fazla CO2 açığa çıkaracağına dair şimdiye kadarki en güçlü kanıtları sağladığını söylüyor. Bouskill’in kendisininki de dahil olmak üzere önceki çalışmalar çok daha küçüktü ve çelişkili sonuçlara varılmıştı.

Bouskill’e göre uzun vadeli soru şu: “Bu alanlar karbon kaynağı mı olacak yoksa karbon kaynağı mı olacaklar?” karbon yutakları olarak mı kalacak?”

NASA, Kuzey Kutbu’ndaki permafrost’un 1.700 milyar metrik ton karbon depoladığını tahmin ediyor. Son araştırmalar, 2100 yılına gelindiğinde permafrost’un bozulmasının, ısınma hızına bağlı olarak 22 milyar ila 524 milyar metrik ton arasında karbon salabileceğini ortaya koyuyor.

Mikroplardan kaynaklanan CO2 emisyonlarında beklenen artış ve bunların küresel ısınmanın daha da artmasına katkıda bulunma potansiyelleri göz önüne alındığında, Maes “bunun bir felaket senaryosu olduğunu söyleyebiliriz” diyor. Ancak çalışmanın sonuçlarının, tundranın genel karbon emisyonlarının kaçınılmaz olarak hızla artacağı anlamına gelmediğini, diğer süreçlerin bu etkiyi ortadan kaldırabileceğini belirtiyor. Örneğin bitkiler daha fazla CO2 alarak fotosentetik aktivitelerini artırabilirler. Üstelik bu araştırmalar yılın diğer zamanlarında olanları da hesaba katmıyor.

Kuzey Kutbu’nda olup bitenlerin ince ayrıntılarını (azot bakımından fakir toprak ile mikrobiyal solunum arasındaki bağlantı gibi) yakalayan verileri birleştirmek yardımcı olabilir Tundranın iklim değişikliğine tepkisi ve bunun Dünya’nın iklimini nasıl etkileyeceğine ilişkin tahminleri geliştirmek. Bouskill, “Karbonu doğru şekilde alabilmek için besinlerin nasıl döndüğünü temsil etmemiz gerekiyor” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir